Kalbin temizse hikayen mutlu biter!

Kategori: Şaşırtan ve Bilgilendiren Yazılar (page 1 of 2)

Duyularınızı Test Edin

Beynimizin %30’luk bir kısmı görme duyumuza ayrılmıştır.

Onun için vücudumuz görme duyusuna mı yoksa diğer duyulara mı güveneceği konusunda bir seçim yapması gerektiğinde, görme duyusuna güvenmeyi seçer.

 

 

Hipno-nlp sistemi yurtdışından talep edenler ve temsilci olmak isteyenlerle 13 ülkede faaliyete başladı.

Hipno-nlp sistemini incelemek isterseniz BURAYA tıklayın.

 

 

 

Plasebo Gerçekten Hayat Kurtarır mı?

Plasebo Etkisi

Geçen gün doktor ve psikoloji alanından dostlarımızla sohbet havasında bir toplantı yaptık. Toplantının konusu kısaca şuydu; insan sağlığınında psikolojinin etkisi ne kadardır? Beslenmenin etkisi kadardır?

Herkes fikirlerini söyledi, doktor arkadaşlarımız kendi hasta tecrübelerinden bahsettiler.  Fakat en sıradışı örneği Uzm. Dr. Ender Vardar verdi, kendisi aynı zamanda yoğun bakım uzmanı olduğu için yoğun bakımdan çıkan ve iyileşmesi tıbben imkansız olan, tümörlerin tüm vücudunu sardığı bir hastanın 6 ay sonra elinde röntgen sonuçları ile gelmesi ve hiç bir şeyinin kalmaması olayından bahsetti. Hasta kendisinden ümit kesildiği için şehirdeki yaşantısını bırakıp köyüne dönmüş. Orada ona bir hocaya gitmesini söylemişler. Hoca buna, ‘Aynen senin gibi bir hasta vardı, dediğimi yaptı ve 3 ayda iyileşti’ demiş. (Sözlü plasebo :) ) Sonra ondan ısırganotu ile balı karıştırıp sabah akşam yemesini istemiş. Ve işte sonuç, hasta tamamen iyileşmiş.

Isırgan otu ve balın kanseri ve tümörleri yok edecek bir etkisi yok ama İNANCIN var.

O gecenin sonunda hepimiz şuna karar verdik, sağlıklı bir yaşam için psikolojinin etkisi %70 beslenmenin etkisi %30. Şimdi ayrıntılara girmeyeceğim, belki başka bir yazıda bu yüzdelere nasıl vardığımızı anlatabilirim.

Şimdi plasebo nedir ona bakalım;
Placebo farmakolojik olarak etkisiz, fakat telkine dayalı ve plasebo etkisi olarak da bilinen tedavi etkisini ortaya çıkaran bir tür ilaçtır. Vücuda ağız, burun veya enjeksiyon yolu ile verilebilir.

Aslında plasebonun fiziksel anlamda tedaviye yönelik bir gücü yoktur. Sahip olduğu tedavi gücünü tamamen hastanın verilen ilacın “işe yarayacak” ilaç olduğunu düşünmesinden alır. Plasebo tıbbın bilimsel olarak açıklayamadığı bir yöne “insanların istemeleri halinde kendi kendilerini iyileştirme gücü”ne yöneliktir.

Tıbbi olarak kurtulma olasılığı zayıf görülen bir çok hasta, basitçe ölüm istatistiklerine girmekten bu güç sayesinde kurtulmuş, tıbbın çözüm bulamadığı kanserin tedavisinde çoğunlukla, yüksek moral ve iyileşme azmi olmuştur.

İşte plasebo yeterince azmi olmayan fakat tıbben tedavisi de bulunmayan hastalıkların “bu ilaç sana çok iyi gelecek ama senin de çabalaman lazım” sözleri ile anlatılan çaresidir.

Bazı zamanlar ise hiçbir hastalığı bulunmayan ama doktor kapıları aşındıran “Hastalık Hastalarının” tek reçeteli ilacıdır.

Artık Plesebo’nunda Plasebo Etkisi Var

Sizlerle bu konuda Dr. Richard Bandler‘in Transformasyon kitabından bir alıntıyı paylaşmak istiyorum;

– İnanç tüm kültürlerde muazzam bir güçtür. Plasebo olgusu bize bunu gösteren şeylerden biridir. Tüm aktif farmakolojik etmenler yani ilaçlar bir plasebo ile test edilirler. Plasebo belli bir dereceye kadar her zaman işe yaramaktadır, ilaçlar ise bazen işe yarar, bazen yaramaz.

Bilim adamları bize bunun nedeninin plasebonun insanları bir şekilde aldatması olduğunu söyler ama bu bir inanç meselesinden çok daha fazlasıdır. İşin ilginç tarafı eğer insanlar plasebonun bir şekilde bedende doğal bir tepkiyi tetiklediğine inanıyorlarsa onun plasebo olduğunu bilseler bile bedenleri yanıt vermektedir. Hatta birçok olayda yanıt seviyesi gerçekten artmaktadır.

Birkaç yıl önce bu olgudan yararlanmaya karar verdim. Bir meslektaşımla beraber boş kapsüllerle dolu şişeleri plaseboların nasıl işe yardığını anlatan araştırmaları içeren broşürlerle birlikte pazarlamaya başladım. Eğer hasta broşüre bakıp plaseboların onun rahatsızlığına sahip altı insandan beşinden işe yaradığını görecek olursa emin olmak için yedi tane içebiliyordu. Aklımızdaki fikir ilk dalga ile piyasayı temizlemek, sonrasında da %40 oranında daha inert bileşenler içeren yeni, gelişmiş plaseboyu pazarlamaktı.

Bu sırada Gıda ve İlaç Kurumu devreye girdi. Onlar herhangi bir işe yaramayacağı için bu işi yapamayacağımızı söyediler. Onlara işe yaradığını gösteren kendi araştırmalarını gösterdik. Sonrasında bunun yasa dışı olduğunu ileri sürdüler. Bu konuda aynı fikirde değildik. Boş olduğunu bilen kişilere boş ilaç kapsülleri satmanın yasa dışı tarafı nedir? En sonun bize bunun ‘ahlak dışı’ olduğunu, bu yüzden izin veremeyceklerini söylediler.

Gerçekten ekstra yardıma ihtiyaç duyan danışanlarla çalışırken onlar plasebo veriyorum. Ama onlar verdiğim şeyin sadece plasebo olduğunu bilmekle kalmıyor, aynı zamanda yine benim vermiş olduğum bir inanca da sahipler yani onların pasebo olduğunu bilmenin plaseboları daha da etkili bir hale getireceğini biliyorlar. Gerçekten de artık gerçek plasebolar kullanmıyorum. Elimin altında ne varsa onu kullanıyorum, bu da genellikle üzüm oluyor. Onlarda aynı şekilde işe yarıyor. –

Devam

Keith Barry ile Mentalizm Üzerine Şaşırtıcı Bir Gösteri

Keith Barry başarılı bir mentalist. Mentalizm çoğunlukla zihinsel ve psikolojik tekniklerin kullanıldığı illüzyon sanatının bir dalıdır.  Türkiye’de de sayısı çok az olmasına rağmen çok başarılı Mentalistler vardır. Aynı zamanda arkadaşım olan İlkay Tercan bu konuda çok başarılı çalışmalara imza atmıştır. Onun dışında Sinan Çetin’le Fenomen programını hatırlarsanız, orada da yarışan yarışmacıların bir çoğu mentalizm üzerine sunumlar yapmışlardır.

Keith Barry aşağıdaki videosunda insan zihnini düşünmeye itecek şaşırtıcı gösteriler yapıyor ve aslında bizim bazı şeyleri sorgulamamızı da sağlıyor.

Mentalizmi merak ediyorsanız ilgili yazımı buradan görebilirsiniz.

Bir Mentalist gibi düşünmediğimiz sürece onun nasıl yaptığını asla çözemeyiz, çok laf etmeden sizi video ile başbaşa bırakıyorum.

Videoyu Türkçe altyazılı izleyebilmek için View subtitles yazan yere tıklayın ve Turkish?i seçin.

Mentalizm Nedir ve Mentalizm / Odaklanma ilgili kendinizi test etmek için buraya tıklayın…

Hakan Mengüç tantım videosu

[iframe url=”http://www.youtube.com/embed/ASfLBhFsFZc?rel=0″ width=”572″ height=”312″ scrolling=”no” frameborder=”0″ marginheight=”0″]

 

Youtube.com/hakanmenguc kanalıma katılıp, yeni eklediğim videolardan haberdar olabilirsiniz.

James Randi Psişik Güçleri Sorguluyor

Hayatın içinde tanıyacağınız çok değişik insanlar vardır, James Randi‘de onlardan biridir. Bir İllüzyonist olarak başlayan kariyeri daha sonra bir skeptik olarak devam etmiştir. Yani hayatını paranormal, psişik güçlere sahip olduğunu iddia eden adamlarla savaşarak geçirmiştir ve Randi Vakfını kurararak onlara meydan okumuştur.

Gerçekten bu tip şeylere inanmak ile inanmamak arasında bir ayrım vardır. Bir kaç şarlatanı görüp -hayır kesinlikle böyle şeyler yok ve yapılamaz!- denilmemesi gerektiği gibi, her psişik gücü olduğunu söyleyene de asla inanılmamalıdır. Devam

Saat Reklamlarındaki Gizli Mesaj

Hiç düşündünüz mü, bütün saat reklamlarında saat neden 10’u 10 geçiyor? Ya da aslında şunu sormalıydım, bütün saat reklamlarında saatin hep 10’u 10 geçtiğini farkettiniz mi? Ben dahil bu yazıyı okuyan %90’lık çoğunluk bunu muhtemelen farketmemiştir.

Benim de farketmemi, Türkiye’nin değerli eğitmenlerinden biri olan Ahmet Şerif İzgören sağladı. Fakat ben,  geçen gün onun farkettiğinden biraz daha farklı bir şey keşfettim. İstanbul’dan feribotla Bursa’ya dönerken Kapital dergisinin haziran sayısını satın aldım ve sayfalar arasında gezerken en az 10 tane saat reklamı gördüm ve hepsi de 10’u 10 geçiyordu, hatta üşenmedim bir çoğunu yazıcıdan sizin için tarattım ve aşağıya ekledim.

Benim farkettiğim farklı şey ise 10’u 10 geçenin başka anlama geldiğiydi. Mesela size bir soru sorayım, tuttuğunuz futbol takımı kazandığında sevincinizi kollarınızla nasıl belli edersiniz?

Bir dağın zirvesine çıktığınızda, zafer için kollarınızla ne yaparsınız?

Sizin için zor bir şeyi başardığınızda “Başardııımm!” diye bağırırken kollarınızla ne yaparsınız?

Peki bu saatte neye denk gelir?

İşte bir kaç sevinç örneği…

Devam

Kanseri Yenen ve Dünyanın En Büyük Bisikletçisi Olan Adam: Lance Armstrong

Sık sık hem kendime hem eğitim verdiğim veya sohbet ettiğim insanlara şunu hatırlatırım; ‘Hayatımızı ve geleceğimizi yaşadığımız kötü veya iyi olaylar değil, bizim o olaylara verdiğimiz anlamlar belirler.’ İşte bu sözü kanıtlayan öyle olağanüstü bir insan var ki onun hikayesini sizinle mutlaka paylaşmalıyım.

Adı Lance Armstrong. Amerikalı Bisiklet sporcusu.

1996 yılına kadar bisiklet sporunda bir çok başarı elde etti ama Tour de France’yi bırakın kazanmayı, tamamlayamadı bile, bu da ülkesinde bir hayalkırıklığı yarattı.

1993-95 yılları arasında Team Motorola ile yarışmaya devam eden Armstrong, 1996 yılında ülkesindeki en önemli bisiklet yarışı olan Tour dePont’u kazandı. Ancak Fransa Turu’nu tamamlayamadı ve ülkesindeki Atlanta Olimpiyatları’nda büyük hayal kırıklığı yaşadı.

2 Ekim 1996’da çok acı bir şey öğrendi.  Doktor onun testis kanseri olduğunu yaşama şansının %40 olduğunu söylemişti.

Lance Armstrong bunu öğrendikten sonra yıkılması, çökmesi gerekiyordu, en azından tedavi gördüğü yerdeki diğer insanların psikolojileri bu şekildeydi.

Fakat Armstrong bu olaya başka bir anlam verdi ve kanseri yenmek için inanılmaz bir azimle çalıştı. Ve aylar sonra kanseri tamamıyla yendi ve onun en büyük aşkı olan bisiklet sporuna geri döndü.

Çalıştı, kondisyonunu yükselti, en yüksek moral ve psikolojik seviyedeydi artık ve kendisini 1999 yılındaki Tour de France’ye hazırlıyordu.

Ve o gün geldi. Daha önce tamamlayamadığı Tour de France’yi 1. olarak bitirdi.

2000 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2001 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2002 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2003 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2004 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2005 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

Tour de France’yi en çok kazanan dünyanın en büyük bisikletçisi oldu.

Bir gün kendisine sorulan bir soruya şöyle cevap verdi;

“Kanser bana hayatımdaki en büyük hediyeydi.”

En başta yazdığım yazıyı tekrar hatırlatarak yazımı bitirmek istiyorum.

‘Hayatımızı ve geleceğimizi yaşadığımız kötü veya iyi olaylar değil, bizim o olaylara verdiğimiz anlamlar belirler.’


200 Yıl Yaşamak İster misiniz?

Uzun yaşamakla ilgili makale, kitap yazı vb. konular uzun zamandır ilgimi çekiyor. Bu alanda araştırma yaptıkça pek çok bilgi ile karşılaştım.

Zaman içinde bilim adamlarından tutunda bir çok farklı görüşten kesimin uzun yaşamla ilgilendiğini ve epey mesafe katettiğini gördüm. Bilim adamı Baird T. Spalding ”Ölümsüz üstadların yaşam ve öğretisi” kitabında Tibet’te 500 -600 yaşındaki insanlarla karşılaştığını yazıyordu. Tabii ki bilimsel kanıtlar sunmuyordu sadece gözlemlediklerini yazıyordu.

Devam

Geçmişin En Güzel Yanı, Onun Artık Geçmiş Olmasıdır

Birbirinden farklı, çok değişik insanlarla çalışma fırsatı buldum. Bazı insanların mutsuzluğunun en büyük nedeni geçmişindeki olayları tekrar tekrar yaşamaları ve bu günlerini mahvetmeleriydi, ama bazı insanlar da gördüm ki geçmişinde kötü şeyler yaşamasına rağmen bunları bir şekilde o konuyu derinlemesine düşünmedikçe hatırlamıyor veya hatırlasalar bile etkilenmiyorlardı.

Peki neden bazı insanlar hala geçmişe takılmış bir şekilde yaşarken, onlardan daha trajik bir geçmişi olan insanlar geçmişlerine takılmıyorlar?

Bu sorunun cevabını anlamak için beynimizin çalışma prensiplerini anlamalıyız. Geçmişe ait tüm yaşanan olaylar beynimizde bir film dosyası şeklinde depolanıyor. Bazıları HD kalitesinde depolanırken bazılarının görüntü kalitesi çok bozuk oluyor. Bazılarının sesleri 5+1’ken bazılarının sesleri çok bozuk çıkıyor. Bazı görüntüler 100 ekranken bazıları 37 ekran olarak kaydediliyor. (Koku ve tatları şimdilik katmıyorum)

dev_ekran

Devam

Anthony Robbins Davranışlarımızın Altındaki Nedenleri, Niçinleri ve 6 İnsan İhtiyacını Anlatıyor (Türkçe altyazı)

Anthony Robbins‘in Türkçe ilk altyazılı videosunu sizlerle paylaşıyorum.

Ted Talks‘ta 18 dakikalık konuşma sınırı olduğu için Anthony Robbins bir çok konuyu bu süreye sıkıştırmaya çalışıyor. Anlatması iki saat sürecek bazı konuları üç dakika içinde anlatmaya çalışıyor. (örneğin altı insan ihtiyacı konusu)

anthony_robbins_hakanmenguc

Anthony Robbins konuşmasının başında koçluk yaptığından bahsediyor, ‘Ben insanları motive etmiyorum, sizin motivasyona ihtiyacınız yok. Ben, ‘Neden‘, ‘Niçin‘ adamıyım’ diyor. Yani ‘Bir davranışı neden yaptığınızı, niçin yaptığınızı bilmek istiyorum‘, diyor.

Ben duyguların yaşamın gücü olduğuna inanıyorum’ diyor. Bir kaç gün önce insanların kendi çıkarları için çalıştığı hakkında konuşulmuş herhalde, Tony ‘Buna ben de katılıyorum ama duygular araya girdiğinde bütün dengeler alt üst olur’ diyor. Mesela Marmara depremini düşünün, öyle bir durumdu ki, insanlar tanımadığı kişiler için bile hayatlarını tehlikeye attı. İşte ‘duygular işin içine girdiğinde tüm dengeler değişir’ derken kastettiği bu.

Devam