
Geçtiğimiz haftalarda Avrupa’nın pek çok şehrinde seminer ve imza günlerindeydim.
Gezdiğim her şehirde baharın ayak seslerini duydum…
Sokak aralarında uyanan tomurcuklar,
yüzlere vuran o yumuşak güneş,
ve insanların bakışında saklı o hafiflik…
Hepsi bir şey fısıldıyordu sanki.
Her mevsimin bir dili vardır. Her görüntü, bir iç sese davet.
Ve ben inanırım ki, insan görmesini bilirse her şey ona bir şey anlatır.
Peki bahar bize ne anlatır?
Ne söyler çiçekler açarken?
Ne anlatır ağaçlar kuru dallarını bırakırken?
Bahar, sadece doğanın değil, ruhun da uyanışıdır.
Toprak nasıl kabuk değiştirirse, biz de içimizde taşıdıklarımızı bırakmaya çağrılırız.
Her yeni yaprak, geçmişten sıyrılan bir niyet gibidir.
Ve biz…
Her bahar, içimizdeki fazlalıkları bırakmaya yeniden davet ediliriz.
Bazen farkında olmadan yıllarca taşıdığımız yükler vardır:
Bağışlayamadığımız bir söz,
içimize attığımız bir hayal kırıklığı,
unutmuş gibi yaptığımız ama gece sessizliğinde içimizi yoklayan bir pişmanlık…
Bahar, kulağımıza eğilip fısıldar:
“Artık bırak. Yenilenmenin zamanı geldi.”
Nasıl ki evimizi temizleriz baharda,
kalbimizi de silmemiz gerekir.
Çünkü tasavvuf ehli ne güzel der:
“Kalp bir aynadır, ama tozlandıkça yansıtmaz.”
Peki nasıl arınır insan?
Bir niyetle başlar her şey.
Basit ama derin bir niyetle:
“Bu baharla birlikte içimi arındırmaya,
eski yükleri bırakmaya,
yeniye yer açmaya niyet ediyorum.”
Bu bir dua gibi olur bazen…
Bazen yürürken içinden geçirdiğin bir mırıldanma,
bazen yazdığın bir cümle,
bazen sadece susarak dinlediğin iç sesin…
Temizlik, dışarıdan çok içeride olur.
Ve içten gelen her adım, sana yeni bir yol açar.
Ben her bahar küçük bir ritüel yaparım.
Kalbimde ağırlık yapan duyguları yazarım bir kâğıda.
Birini affedememişsem, onu.
İçimde biriken kelimeler varsa, onları.
Ve o kâğıdı suya bırakırım…
Şöyle derim sessizce:
“Seni sevgiyle serbest bırakıyorum. Artık sana değil, huzura niyetliyim.”
Belki o an her şey değişmez.
Ama içimde bir ferahlık belirir.
Ve o ferahlık, ruhumun yeni bir nefesidir.
Unutma yol arkadaşım,
Hayat dıştan değil, içten berraklaşır.
Ve bazen bir çiçeğin açışında, bazen sabahın serinliğinde,
bazen de gözyaşının ardından gelen o derin huzurda bulursun cevabını.
O yüzden bu bahar, sadece pencerelerini değil, kalbini de aç.
Ve şimdi… bir niyet bırak kalbine.

Niyetimdir…
Bu baharla birlikte;
Geçmişin yüklerini sevgiyle bırakmaya,
Kalbimde iz bırakan kırgınlıkları arındırmaya,
İçimde sessiz kalan neşeyi yeniden uyandırmaya,
Ve kendime daha yumuşak, daha merhametli yaklaşmaya niyet ediyorum.
Her yeni başlangıcı umutla karşılamaya,
Ruhumda filizlenen değişimi sabırla büyütmeye,
Ve içimde açan baharı sevgiyle kucaklamaya niyet ediyorum.
Çünkü biliyorum,
Asıl bahar dışarıda değil… içeride başlar.
(Hakan Mengüç | Nisan 2025)