“Hikaye anlatmak, binlerce yıldır insanların doğasında olan bir ihtiyaçtır. Eskiden atalarımız ateş başında hikayeler anlatırken, bugün ise hikayeler kitaplar, tiyatrolar ve sinemalar aracılığıyla anlatılıyor. Bazı hikayeler etkileyici ve sürükleyici olurken, bazıları ise sıkıcı olup hikayeden kopmamıza sebep oluyor.

kamp ateşi

Hikaye anlatmak, insanlığın doğasında var olan bir ihtiyaçtır. Kendi hayatınızdan bir anı ya da tamamen kurgusal bir hikaye olsun, dinleyicilerinize hikayenizi anlatırken bazı püf noktalarını kullanarak etkileyici, ilgi çekici ve sürükleyici bir hale getirmeniz gerekmektedir. Bu nedenle, etkili bir hikaye anlatmanın formüllerini sizlerle paylaşmak istiyorum

1) İlgi Uyandıran Bir Konu

Bir hikayenin, okuyucunun ilgisini çeken bir konuya dayanması, merak uyandırması ve heyecan verici olması önemlidir. Örneğin, yaşamı boyunca sadece bir köyde yaşamış ve oradan hiç çıkmamış birinin hikayesi mi ilginizi çeker, yoksa bir adamın arkadaşıyla birlikte 80 günde dünya turunu tamamlama iddiası üzerine bahse girmesi ve bu bahsi kazanmak için giriştiği yolculuk mu?

Muhtemelen ikincisi daha ilgi çekicidir. Jules Verne, “80 Günde Devri Alem” kitabında bu heyecanlı yolculuğu anlatmaktadır.

Romanın baş kahramanı Phileas Fogg, bir gazetede dünya turu yapmanın 80 günde mümkün olduğunu okuyunca arkadaşı Jean Passepartout’a bahse girer. Bugün bu turu yapmak nispeten kolay olsa da, 1872’de bu yolculuk epey zor bir ihtimaldir. Fogg tüm varlığını bahse koyarak yola koyulur. Fogg ve Passepartout, Paris, Mısır, Hindistan, Hong Kong, Japonya ve ABD gibi birçok ülkeyi ziyaret ederler ve yolculukları boyunca birçok zorlukla karşılaşırlar. Ancak Fogg, bahsini kazanmak için her şeyi riske atmaya kararlıdır ve her zorluğu aşar.

Küçük yaşlarımda beni de etkileyen bu kitap, çıktığım birbirinden ilginç ve sıra dışı yolculuklarımda mutlaka bir etken olmuştur, ki bu yolcuklardan birini, “Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir” kitabımda anlattım.

Şimdi size gelelim, hikayenizin gerçekten ilgi çekici olup olmadığını mutlaka belirlemelisiniz, bazen size ilgi çekici gelen bir olay toplumun büyük bir kısmı tarafından sıradan görülebilir ve anlaşılmayabilir.

Eğer yolculuk hikayelerini seviyorsanız, size üç kitap önerebilirim:

  1. “Michael Strogoff” – Jules Verne: Jules Verne’in Rus İmparatorluğu sınırlarında geçen heyecanlı bir macera hikayesi.
  2. “Güvercin Uçuverdi” – Ferit Edgü: Türk yazar Ferit Edgü’nün İstanbul’dan Paris’e uzanan bir yolculuğu anlatan kitabı.
  3. “Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir” – Hakan Mengüç: Otostopla çıktığım bir yolculuğu ve yolculukta başıma gelenleri anlatan kendi kitabım.

2) Empati Kurulabilecek Karakterler

Bir hikayede karakterler çok önemlidir. Ana ve yan karakterler, okuyucunun empati kurabileceği ve ilgi çekici kişiler olmalıdır. Okuyucunun “aynı benim yaşadıklarım”, “aynı beni anlatmış” demesi gerekir. Okuyucunun empati kurabileceği ve ilgi çekici kişiler hikayenin temel taşıdır ve okuyucuların hikayeye bağlanmasını sağlar.

Yan karakterler de okuyucuların hayatta karşılaştıkları kişilere benzemelidirler, aksi taktirde oyucu hikayeden kopacaktır.

Örneğin İngiltere Kraliçesinin hayatını anlatan The Crown dizisinin 5. sezonunun 9. bölümünde Diana ile Prens Charles’ın boşanma süreçleri anlatılıyor. Normal şartlarda toplumun çok küçük bir kısmının empati kurabileceği zenginlik ve saygınlık konumunda olan iki kişi Diana ve Charles. Fakat bölümün içinde sürekli orta ve alt gelir sınıfı vatandaşların evlilik sorunları sahnelerini görüyoruz. Ardından Diana ve Charles’ın yaşadığı sorunlar ekrana geliyor. Senaryo yazarı bu durumu o kadar iyi yazmış ve yönetmen de ekrana yansıtmış ki, sizin onlarla empati kurabilmenizi sağlıyor.

Yani bazen karakteriniz, toplumun empati kurabileceği veya günlük yaşamında karşılaşmadığı bir konumda olabilir, ancak yine de karakterin duygu dünyası aracılığıyla okuyucunun empati kurmasını sağlayabilirsiniz. Bu bölüm, bahsi geçen konsepte mükemmel bir örnek teşkil ediyor.

Sonuç olarak, tüm karakterleriniz okuyucularınızın belli bir seviyede empati kurabileceği ve belli bir noktaya kadar da ilgi çekici kişilikler olmalı.

3) Açık ve anlaşılabilir bir hedef

Hikayenin ana karakterinin bir hedefi veya amacı olmalı ve okuyucu bu hedefi algılayabilmeli. Böylelikle okuyucu karakterin ne istediğini ve karakterin yolculuk boyunca eylemlerinin sebeplerini anlayabilir.

Okuyucu karakterin eylem motivasyonunu, ne istediğini ve bu isteğin neden önemli olduğunu anlayabilmeli.

Ayrıca hedefin başarıldığında veya başarısız olduğunda açıkça belli olan somut ve ölçülebilir bir sonuç olması önemlidir.

yüzüklerin efendisi hikaye anlatma metodu

Örneğin, dünya genelinde milyonlarca satarak büyük bir hayran kitlesi edinen ve daha sonra sinema filmine de uyarlanan J.R.R. Tolkien’in ünlü eseri “Yüzüklerin Efendisi” kitabını ele alalım. Filmin ana karakteri Frodo Baggins’in amacı, Yüzük Kardeşliği tarafından kendisine verilen tek görevi tamamlamaktır: Yüzüğü yok etmek. Yüzük, dünyayı yok edebilecek kadar güçlü bir silahtır ve sadece Orodruin Dağı’nın içinde yok edilebilir. Frodo, yolda arkadaşlarıyla zorlu bir yolculuğa çıkar ve sonunda yüzüğü yok etmek için amansız bir mücadele verir.

Gördüğünüz gibi hedef açık, net ve anlaşılır.

4) İniş-çıkışlar ve engeller

Hiçbir hayat düz bir çizgide ilerlemez, hep inişler çıkışlar vardır, yani bir anlamda engeller.

Hikayede, karakterlerin hedeflerine ulaşmalarını engelleyen iç veya dış çatışmalar olmalıdır, aksi taktirde hikaye okuyuca gerçekçi gelmez. Sadece bu da değil, engel, çatışma yoksa heyecan da yoktur. Karakter ancak çatışmalar vasıtası ile gelişebilir, büyüyebilir, kendisi ile yüzleşebilir. Aynı insan hayatı gibi. Sizin bugünkü kişiliğini yaşadığınız keyifli olaylardan çok keyif durumlar, acılar, çatışmalar şekillendirmiştir. Kendinizi ancak bu olaylar vasıtası ile tanıyabilmişsinizdir.

Hikayenin içindeki çatışmalar, engeller, iniş çıkışlar hem hikaye ile empati kurmamızı hem de heyecan duymamızı sağlar. Hikayenin sürükleyiciliğinin temel esaslarından biri budur. Eğer özetlersek;

  • Engeller, iniş çıkışlar ve çatışmalar bir hikaye içerisinde bir gerilim yaratır.
  • Okuyucu, kahramanın zorluklarla nasıl başa çıkacağını ve hedeflerine ulaşıp ulaşamayacağı konusunda meraklanır ve heyecanlanır.
  • Karakterlerin zorluklarla başa çıkma çabaları, okuyucunun kendi yaşamındaki benzer deneyimlerle bağlantı kurmasına ve karakterlere daha derinden bağlanmasına olanak tanır.
  • İniş çıkış ve çatışmalar, hikayenin mesajını daha çok öne çıkarma fırsatı oluşturur.
  • Çatışmalar ve engeller, hikaye içinde beklenmedik sürprizler ortaya çıkartır ve okuyucunun ilgisini canlı tutar.
  • Hikayenin tahmin edilebilir olmaması, okuyucunun heyecan duyması için önemlidir.

5) Karakterin Dönüşümü ve Önerme

Hikayenin ana karakterleri, yaşadıkları olaylar ve deneyimler sayesinde gelişmeli ve dönüşmelidir. Bu dönüşüm aynı zamanda okuyucunun düşünmesini ve ders almasını sağlamalıdır.

Örneğin Cheryl Strayed’in “Yaban” adlı kitabı, bir yıkım yaşamış bir gencin yola çıkması ve yolda sürekli engellerle karşılaşması üzerine kurulu gerçek bir hikayedir. Kitap, Strayed’in 26 yaşında annesinin ölümünden sonra yaşadığı kayıp ve yıkımın ardından, kendini bulmak için hiçbir deneyimi olmadan, tek başına 1600 km Pasifik Crest Yolu’nda yürümeye karar vermesini konu alır.

Strayed, bu yolda kendisiyle yüzleşirken, yolda karşılaştığı fiziksel ve zihinsel zorluklarla da mücadele ederken kendini keşfeder, büyür ve olgunlaşır.

Kitap aynı isimle uyarlanarak filme de konu oldu, izlemenizi öneririm.

Özetlersek, iniş-çıkış, engel ve çatışmalar;

a) Karakterlerin yaşadığı zorluklar, kendisinin ve okuyucunun büyümesine, öğrenmesin ve farkındalığını arttırmasına yardımcı olur.

b) Karakterlerin yaptığı hatalar ve bunlardan ders çıkarmaları, okuyucuya da kendi yaşamlarında dikkate alabilecekleri değerli öğretiler sunar.

c) Karakterlerin zorlukları alt ederek başarıya ulaşması, okuyucuya umut ve ilham verir ve kendi hedeflerine ulaşmaları için güçlü bir motivasyon sağlar.

6) Sürükleyici Tempo

hikaye anlatımında sürükleyici bir tempo önemlidir. Sürükleyici tempo, okuyucunun hikayeye dalmalarına ve sayfaları çevirmeye devam etmelerine yardımcı olur. İyi bir tempo, hikayenin gelişimini doğru bir hızda ilerletir, böylece okuyucu ne çok sıkılır ne de hikayenin gelişimini takip etmekte zorlanır. Sürükleyici bir tempo sağlamak için şu önerilere dikkat edebilirsiniz:

  1. Değişkenlik: Hikayenin temposunu dengede tutmak için heyecan verici ve hareketli sahneleri daha sakin ve düşündürücü sahnelerle dengeli bir şekilde sunun.
  2. Sade anlaşılır cümleler kurun. Uzun cümleler özellikle günümüz okuyucusunun dikkatinin hemen dağılmasına yol açar.
  3. Hikayede gerilim ve merak unsurlarını kullanarak okuyucunun ilgisini sürekli canlı tutun. Bu, okuyucunun hikayenin nasıl sonuçlanacağını merak etmesine ve devam etmesine yardımcı olacaktır.
  4. Hikayenin zaman çizelgesini ve olayların sırasını etkili bir şekilde yönetin. Geriye dönüşler ve zaman atlamaları gibi teknikler, hikayenin temposunu etkileyebilir ve okuyucunun ilgisini sürdürmeye yardımcı olabilir.
  5. Karakterlerin eylemleri ve kararları, hikayenin temposunu etkileyen önemli faktörlerdir. Karakterlerin aktif ve hikayeye katkı sağlayan eylemlerde bulunmalarını sağlayarak, hikayenin temposunu canlı tutun.

Sürekleyici bir tempo konusunda adı sık sık anılan yazarlardan biri hiç şüphesiz Dan Brown’dur. Özellikle “Da Vinci Şifresi” ve “Melekler ve Şeytanlar” gibi eserleri, bir hikayenin nasıl sürükleyici olabileceğinin çok etkili bir örneğini sunar.

Her iki kitabın da sinema uyarlaması yapılmış olsa da, yazılı anlatım dilindeki akıcılığı ve sürükleyiciliği anlayabilmeniz için kitaplardan en az birini okumanızı tavsiye ederim.

7) Şaşırtıcı ve tatmin edici bir son

Bir hikayenin sonu, onun en önemli parçalarından biridir. Yapılan araştırmalara göre, insanların bir hikayenin en çok son kısmını hatırladığı görülmektedir. Bu nedenle, bir yazarın hikayesinin sonunu etkili bir şekilde yazması, okuyucuların zihinlerinde iz bırakacak ve hikayenin akılda kalıcı olmasını sağlayacaktır. Ayrıca, etkileyici bir son, okuyucuya tatmin edici bir deneyim sunar ve hikayenin tamamlanmış olduğu hissini verir. Bu nedenle, bir yazarın bir hikaye yazarken sonunu önemsemesi ve son kısmını ustalıkla yazması gerekmektedir.

Sinemada, izleyicileri şaşırtmak ve akılda kalıcı bir deneyim sunmak için sık sık şaşırtıcı sonlar kullanılır. Ancak, bir hikayenin sonunu başarılı bir şekilde yazmak kolay değildir ve birçok yazar bunun için yoğun bir çaba sarfeder.

Bu nedenle, sizler için şaşırtıcı sonları ile ünlü 10 film önerisi sunuyorum. Belki de bu öneriler, kendi hikayelerinizin sonunu yazmak konusunda size ilham verebilir.

  1. “The Sixth Sense” (Altıncı His)
  2. “Fight Club” (Dövüş Kulübü)
  3. “The Usual Suspects” (Olağan Şüpheliler)
  4. “Gone Girl” (Kayıp Kız)
  5. “Shutter Island” (Zindan Adası)
  6. “The Prestige” (İlüzyonist)
  7. “Memento” (Akıl Defteri)
  8. “The Village” (Köy)
  9. “The Others” (Diğerleri)
  10. “Inception” (Başlangıç)