“Değer” nedir bilir misin?

Ödünç veremediğin, borç alamadığındır.

“Varoluş” başlı başına bir değerdir. Kimsenin üzerine değer koyamadığı, kimsenin üzerinden değer çalamadığı bir hakikattir “varoluş…”

Bu yüzden “değer” kaybedilen, eksilen, verilen, alınan, satılan, el değiştiren bir özellik değildir. Yine bu yüzden “değer”e paha da biçilemez. Değer’in bir fiyatı yoktur, olamaz.

Varoluşun, hakkıdır değer…

Kimsenin biçtiği ya da biçmediği fiyatlarla yükselip alçalamaz.

Konuya biraz daha yakından bakabilmek adına, küçük bir hikaye anlatmak isterim;

Ünlü bir hatip, kalabalıklar karşısındaki konuşmasına 100 dolarlık bir banknotu eline alarak başlar ve “Bu 100 dolarlık banknotu kim ister?” diye sorar.

Sormasıyla birlikte salondaki eller neredeyse aynı anda havaya kalkar.

“Ben isterim, ben isterim…”

“Peki” der hatip. Bu kez 100 doları iyice buruşturduktan sonra kaldırır ve aynı soruyu sorar.

“Bu 100 dolarlık banknotu hala kim istiyor?”

Salonda eller havalanır yine.

“Ben isterim, ben isterim…”

Bunun üzerine hatip banknotu yere atar ve ayakkabılarıyla ezer.  Kirlenmiş banknotu yeniden alır ve kalabalığa göstererek “Hâlâ isteyen var mı?” diye sorar.

Görür ki, havalanan ellerde hiçbir azalma olmaz. Herkes hala kirlenmiş, yıpranmış banknota taliptir.

Konuşmacı, kalabalığa bakarak gülümser ve şöyle der;

“Ne yaparsam yapayım, sizi 100 dolardan vazgeçiremiyorum. Çünkü her ne yaparsam yapayım, 100 dolar, hala 100 dolar. Buruşturarak, ezerek, kirleterek değerini eksiltemiyorum. Gördüğünüz gibi işte hala 100 dolar. Umarım, kendi değerinizin de eksilmeyen bir güç olduğunun farkına varmışsınızdır.”