Sen yola çık, yol sana görünür!

Kalbin temizse hikayen mutlu biter!

Arşivler (page 16 of 40)

Hayat Düsturlarım

Hayat düsturlarımı yazmak istedim.

Daima doğruyu söylemek, asla yalan söylememek. İmkanları fazla olsa da mütevazi yaşamak. Yardımsever olmak. Her zaman insanlara faydalı olmaya çalışmak. Paylaşmayı sevmek. Haksızlıklar karşısında sessiz kalmamak. İnsanlara saygılı olmak. Cömert olmak, merhametli olmak, adaletli olmak, edepli olmak, temiz olmak, düzenli olmak.

Paylaşmak

Mutluluğu paylaşın.

Huzuru paylaşın.

Öğrendiklerinizi paylaşın.

Yemeğinizi paylaşın.

Sevginizi paylaşın.

Sadık Olmak

Eşinize sadık olun.

Çocuklarınıza sadık olun.

Ülkenize sadık olun.

Ait olduğunuz gruba sadık olun.

Arkadaşınıza sadık olun.

Sevmek

Çocukları sevin.

İnsanları sevin.

Hayvanları sevin.

Ülkenizi sevin.

Dünyayı sevin.

Saygı Duymak

İnsanların inançlarına saygı duyun.

İnsanların düşüncelerine saygı duyun.

İnsanların fikirlerin saygı duyun.

Sakınmak

Ailenizin sırlarını paylaşmaktan sakının.

Arkadaşlarınızın sırlarını paylaşmaktan sakının.

Ülkenizin sırlarını yabancılarla paylaşmaktan sakının.

Yalan söylemekten sakının.

Kanunsuz işlerden sakının.

Kötü niyetli insanlardan sakının.

Tembellikten sakının.

Aldatmamak

İnsanları aldatmayın.

Eşinizi aldatmayın.

Size güvenen insanları aldatmayın.

Mesele sevmek değil, güzel sevmek

Mesele sevmek değil,
Güzel sevebilmek,
değerli hissetirebilmek,
önemli hissettirebilmek,
hissedildiğini hissettirebilmek,
seninle birlikte güvende olduğunu hissettirebilmek,
hastalıkta sağlıkta yanında olduğunu hissettirebilmek…

Sadece hissettirebilmek değil tabi ki, bunu yapabilmek.

Kalp mi insana sev diyen yoksa yalnızlık mı körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı?

İlgili yazılar;

Aşk acısının yararları
Aşk acısından nasıl kurtulursunuz?
Bir erkek için nasıl vazgeçilmez kadın olursunuz?

Acılarımız Neyin Habercisidir?

Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin’ diyor Mevlana.

Karakterimizi yaşadığımız güzel anlardan çok yaşadığımız acılar oluşturur, olgunlaştırır ve geliştirir.

Bir olay yaşadığımızda, olayın sadece acı kısmını görürüz  ya da görmeye şartlanmışızdır.

Nasıl ki dizimiz ya da karnımız ağrıdığında, o ağrının amacı ‘bu bölgede yanlış bir şeyler oluyor, hemen düzelt’ demekse, hayatımızda ki acı ve sorunlar da bir şeyleri düzeltmemiz gerekliliği yönünde bize gönderilen habercilerdir.

Tıpta en kötü hastalıklar, önceden belirti vermeyen, teşhisi koyulamayan hastalıklardır. Önceden belirti vermedikleri için doktorlar anlamakta zorluk çeker ve anladıkları zaman ise hastalık çok ilerlemiş, müdahele edilemez bir hal almış olur. O yüzden başımıza gelen hastalıklar aslında (örn.,bir diz ağrısı, karın ağrısı) çok önemli birer hediyedir. Hissetmeyi, bakmayı görmeyi ve ilgilenmeyi billdiğin sürece.. Hayatında yaşadığın acılar, olaylar daha büyümesin, kontrol edemeyeceğin noktaya gelmesin diye seni sürekli uyarır. Eğer o uyarıları görmezden gelirsen, bir gün kontrol edemeyeceğin bir noktaya gelebilirsin.

O yüzden yaşadığın acıları, sana gönderilen bir hediye olarak gör. Seni öldürmeyen her acı, dirençlendirir ve güçlendirir.

Unutma; Elmas baskı altında değer kazanan bir kömür parçasıdır.

hakanmenguc_soz_tecrube

Sherlock Holmes’ın Zihin Okuma Teknikleri

Bu yazıda ülkemizde çok az bilinen, cold reading, hot reading ve warm reading konusundan bahsedeceğim.

Özellikle bu konuda araştırma yapanlar için Türkçe bir metin olsun istedim. Başlığın adında Sherlock Holmes’u kullanmamın nedeni de, kendisi de bilerek ya da bilmeyerek bu teknikleri kullanarak çözümlemeler yapıyor.

Cold Reading – Soğuk Okuma

Bir kişi hakkında özele inmeden genel hatları ile özel bilgiler vermektir. Bazı falcıların, medyumların bilerek veya bilmeyerek kullandığı bir tekniktir.

Örnek cold reading metni;

?Başkalarının sizi beğenmesine, sizi sevmesine ihtiyaç duyuyorsunuz, ama aynı zamanda kendinize karşı eleştirel olmaya da eğilimlisiniz. Kişiliğinizin bazı zayıf yönleri var ama genelde bunları telafi etmeyi başarıyorsunuz. Hedeflerinizi gerçekleştirmek için kullanabileceğiniz büyük bir kapasitenizin olduğunu biliyorsunuz ama bunun sadece çok küçük bir kısmını kullanıyorsunuz. Dışardan disiplinli ve özgüvenli gözükürken, içten içe kaygılı ve güvensizsiniz. Bazen doğru kararı verip vermediğiniz ya da doğru şeyi yapıp yapmadığınız konusunda kafanızda ciddi şüpheler uyanıyor. Belli bir miktarda değişiklik ve farklılığı tercih ediyorsunuz; kısıtlamaların, sınırlandırmaların içinde kalmak sizi mutsuz ediyor. Bağımsız bir düşünür olmakla gurur duyuyorsunuz ve başkalarının iddialarını tatmin edici kanıt olmadan kabul etmiyorsunuz. Ama kendinizi başkalarına açarken çok açık, çok içten olmayı akıllıca bulmuyorsunuz. Bazı zamanlar dışadönük, sokulgan ve sosyalsiniz; bazı zamanlarsa içedönük, sakıngan bir kapalı kutu oluyorsunuz. Bazı çok gerçekdışı arzularınız var. Normalde sabırlı bir insansınızdır ama bir noktadan sonra çok sinirli birisi de olabiliyorsunuz.?

Hot Reading – Sıcak Okuma

Bir kişi hakkında kesin bilinen bilgileri vermektir. Şöyle ki; mesela bir kişinin ehliyetinde doğum gününü gördüğünüz zaman bunu ona çaktırmadan satmaktır. Ya da üstünde kedi tüyü görüp kedileri sevdiğini söylemektir.

Warm Reading – Ilık Okuma

Çıkarım yapma sanatıdır.  Örnekle açıklamak gerekirse bir kişinin elinde psikolojik roman gördüğünde psikikolojiye olan ilgisinden bahsederseniz bu warm reading’tir.

3 Tekniğin de kullanıldığı örnek videoyu aşağıda izleyebilirsiniz;

Yüz okuma ile ilgili yazıma da buradan ulaşabilirsiniz.

Bilinçaltı Kalıpları ve Psikolojik Bağımlılık

Bu yazı, genel bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir sağlık tavsiyesi, teşhis veya tedavi önerisi olarak kabul edilmemelidir. Sunulan bilgiler, profesyonel tıbbi tavsiye, tanı veya tedavi yerine geçmez. Herhangi bir sağlık sorunu ya da durumuyla ilgili endişeleriniz varsa, lütfen bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçiniz. Bu yazının içeriği, sadece eğitim amaçlı olup, herhangi bir kişisel sağlık durumunuza veya özel ihtiyaçlarınıza yönelik değildir. Bu yazı, teşhir amaçlı değildir ve kişisel durumlarla ilgili herhangi bir tanı içermez.

Bilinçaltı Kalıpları

Bilinçaltı kalıplar, kişinin farkında olmadan düşünce, duygu ve davranışlarını yönlendiren zihinsel yapıdır. Çocuklukta edinilen deneyimler, ailevi etkiler, kültürel normlar ve geçmişteki önemli olaylar bu kalıpların oluşumunda etkilidir. Bilinçaltı, çoğu zaman bizi otomatik pilot modunda yönlendirir ve bu kalıplar, kişinin günlük kararlarını, ilişkilerini ve yaşam tarzını etkileyebilir.

Psikolojik Bağımlılık

Psikolojik bağımlılık, bir maddeye, davranışa veya duygusal duruma karşı aşırı bağlılık ve bağımlılık halidir. Bu, kişinin belirli bir maddenin (örneğin alkol, uyuşturucu) veya davranışın (örneğin kumar, internet kullanımı) sürekli düşünmesi, ona yönelik güçlü bir arzu duyması ve ona erişememe durumunda sıkıntı hissetmesi şeklinde kendini gösterebilir.

Bilinçaltı Kalıpları ve Psikolojik Bağımlılık Arasındaki İlişki

Bilinçaltı kalıpları, psikolojik bağımlılığın gelişiminde önemli bir rol oynar. Kişinin bilinçaltında yer etmiş olumsuz inançlar, düşük benlik saygısı veya travmatik deneyimler, bağımlılık yapıcı davranışlara yönelimde etkili olabilir. Örneğin, reddedilme korkusu olan bir kişi, sosyal kabul görmek için alkol kullanabilir. Ya da stres ve kaygıyı yönetme yöntemi olarak kumar oynamayı seçebilir.

Facebook’ta 200 bin kişiye ulaştık

Sayfamız 200.000 kişiye ulaştı.
Gönderilerimizi paylaşan, yorum yapan ve sayfamızın büyümesine destek olan herkese teşekkürler.
Facebook üzerinden attığınız mesajları bizzat ben okuyorum ve her boş vaktimde cevaplamaya çalışıyorum.
Destekleriniz için teşekkürler :)

 

Santimler

hakanmenguckimdirhYa burada kalıp hayatın bizi mahvetmesine izin veririz ya da bir yol bulur olmazsa bir yol açar ama yoldan çekilmeyiz.

Yaşlandığınızda hayatta sizden bazı şeyler alınmaya başlıyor. Bu hayatın bir parçası.

Ama bunu ancak kaybetmeye başlayınca anlıyorsunuz. Santim santim oluyor bu. Hata yapma sınırı çok dar. O kadar dar ki, örneğin yarım adım erken ya da geç çok şey fark edebiliyor.

Herhangi bir kavgada ölmeyi kim göze alıyorsa, o santimi kazanan işte o adam olacaktır.

Eğer benim önümde yaşanacak bir hayat varsa hala benim bu santim için ölmeye hazır olduğumdandır. Çünkü hayat budur.

Şimdi o gözünüzün önünde duran santimler… Ben seni bunu yapmaya zorlayamam.

Karşındakine bak. Onun gözlerine… Onun gözlerinde seninle birlikte o bir santimi kat eden birini göreceksin.

Öyle bir adam göreceksin ki, kendini bu iş için feda edecek.

Ve zamanı geldiğinde aynısını sen onun için yapacaksın.

İşte bu bir takımdır.

O yüzden şu andan itibaren ya bir ‘takım’ olarak silkeleniriz ya da ‘birey’ olarak ölürüz.

Hayat budur. Hepsi bu.

Şimdi, ne yapacaksın?..

(Bu yazıyı ‘Any Given Sunday’ filmindeki bir konuşmadan alıntıladım ve ufak eklemeler yaptım.)

 

Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.

Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.

Herşeyiniz planlı ve düzgün giderken ummadık bir olay başınıza gelir ve düzeniniz birden bozulur.

Eğer bir de karşınıza çıkan belirsizlik karşısında ne yapacağınızı bilmiyorsanız yani bu sorunu ilk defa yaşıyorsanız daha zor bir duruma düşersiniz.

Kendinizi yardıma muhtaç hissedersiniz ama kimseyi de yardıma zorlayamayacağınızı bilirsiniz.

İşte tam bu noktada hayat kendini daha iyi tanıtır size.

Sonra siz de gerçekleri bilip, hayatı olması gerektiği gibi yaşamak arasındaki dengeyi kollayarak sürdürürsünüz yaşamınızı…

Ve anlarsınız ki; Hayatta en pahalı şey tecrübedir, çünkü kazanmak için kaybetmeniz gerekir…

27 Ağustos (2 günlük fizyololojik -kontrol edemediğim- bir sorunun psikolojik yansımaları)

enpahalisey

Anne-Babalara kitap önerisi

hakan_kitapMutlu pazarlar
En son hangi kitabı okudunuz veya bu aralar hangi kitabı okuyorsunuz?
Ben en son Robert Mackenzie’nin ‘Çocuğunuza Sınır Koyma’ kitabını okudum. Çocuklarla da çalıştığım için bana çok faydası oldu. Anne babalar mutlaka bu kitabı okumalısınız, tavsiye ediyorum.
Siz neler okuyorsunuz?

Beden Dilinin Önemi

hakan mengüç 2014 web site altyazı seminer koçluk

İletişiminizin kalitesi, hayatınızın kalitesini belirler.

Hayat ilişkilerle büyür, ilişkilerin temeli ise iletişimdir.

Çoğu zaman anlatmak istediğimiz ile karşımızdaki kişinin anladığı arasında büyük bir fark olur. Bunun sebebi bizim iletişim kurarken nelere dikkat ettiğimiz ile yakından alakalıdır.

Mevlana demiş ki; ‘Ne kadar bilirsen bil, bildiklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.’ Doğru ama biz modern çağda bu sözü mecburen şu şekilde değiştirmeliyiz; ‘Ne kadar bilirsen bil, bildiklerin karşındakine anlatabildiğin kadardır.’

Peki nasıl anlatacağız, bu çok uzun bir konu ama ben size temelden başlayacağım.

Bir iletişim esnasında;

Kelimelerimizi,

Tonalitemizi,

ve Beden dilimizi kullanıyoruz.

Kitap okuduğunuzda sadece kelimelerle muhatapsınız, radyo dinlediğinizde hem kelimelerle hem tonalite ile, televizyon seyrettiğinizde ya da birini canlı izlediğinizde, kelime, tonalite ve beden dili ile muhatap oluyorsunuz. Peki bunların hangisi daha önemli;

Prof. Albert Mehrabian‘ın araştırma sonuçlarına göre iletişimde kelimelerin önemi %7, tonalitenin önemi %38, beden dilinin önemi ise %55…

Görüldüğü gibi aslında konuşan beden dilimiz, biz kelimelerle başka şey anlatırken beden dilimiz başka şey anlatıyor olabilir ve karşımızdaki insan kelimeleri değil, beden dilimizi dinliyor olacaktır.

Bu yüzden bugünden itibaren dikkat edin, ben ne anlatıyorum, beden dilim ne anlatıyor?

Aşağıdaki video konuşma yaptığım bir seminerden alıntı, bakalım beden dilinin önemini nasıl anlatmışım :)

 

 

Spor yaparken hangi tür müzikleri dinlemenin faydası olur?

Spor yaparken hangi müzikleri dinlemenin faydası olur?
(Bu yazı özellikle yüksek yoğunluklu antreman yapanlara yöneliktir.)

Öncelikle size yüksek enerji veren ve hoşunuza giden şarkıları dinlemelisiniz fakat bir süre sonra aynı şarkıları dinlemek sıkıyor biliyorum. Peki spor sırasında bize gerekli enerjiyi hangi müzik türü verebilir, işte cevabı: Dubstep drop…

Neden mi? Biliyorsunuz evrimsel psikoloji üzerine yazılar yazıyorum, ‘Evrim Ağacı’ adlı sayfanın bir videosuna denk geldim ve hemen sizlerle paylaşmak istedim.

Ben zaten spor yaparken dubstep dinliyordum, bu video da neden bu kadar enerji aldığımı bir kez daha açıkladı. Tamamen bilimsel diyemeyiz ama bana mantıklı geldi.

Bu da dubstep animasyonu…

Dubstep Dispute from Fluxel Media on Vimeo.