Sen yola çık, yol sana görünür!

Kalbin temizse hikayen mutlu biter!

Arşivler (page 7 of 40)

Sufi Meditasyon nedir?

Meditasyon çoğu insanın bildiğinin aksine Hint dillerinden, ya da Budist dillerinden gelen bir kelime değildir. Meditasyon Fransızca bir kelimedir. Birçok sözlük Fransızca meditasyon kelimesini Türkçe’ye “tefekkür” olarak çevirmiştir. Türk Dil Kurumu ise “dalınç” olarak çevirmiştir.

Fransızcaya ise Latince “meditatio” kelimesinden geçmiştir. Latince “meditatio” kelimesi “derin düşünme” anlamına gelmektedir.

Sufi Meditasyon
Hakan Mengüç meditasyon yaparken

Yani meditasyon kelimesi herhangi bir dine veya felsefi öğretiye ait değildir. Budist tarzı yapılan derin düşünme tekniklerine Budist meditasyon denmiş, Hint tarzı yapılan derin düşünme uygulamalarına da Hint meditasyonu denmiştir. Bu yüzden biz de sufi tarzı yapılan derin düşünme tekniklerini Sufi meditasyon olarak isimlendiriyoruz.

Peki neden tefekkür demiyoruz da, sufi meditasyon diyoruz? Çünkü sufizm’de birden fazla uygulanan derin düşünme teknikleri var. Örneğin tefekkür, bir özlü sözü düşünmek şeklinde de yapılabilir, ya da doğayı gözlemlemek ve onun hakikatlerini anlamak şeklinde de yapılabilir. Murakebe daha çok iç gözlem (nefes kontrolü, nefesi saymak, takip etmek veya kalbe odaklanma) ile yapılır. Bunun dışında rabıta, zikir, tespih gibi farklı derin düşünme teknikleri vardır. Tüm bunları kapsayan teknikler bütününe de sufi meditasyon diyoruz.

Doğada tefekkür (sessizce oturmak ve doğayı dinlemek) anadolu coğrafyasında uygulanan bir sufi adetidir.

İnsanlar onbinlerce yıldır daha mutlu yaşamak, daha iyi odaklanabilmek, ibadetlerini yaparken Yaratıcısı ile daha çok bağlantıda olma hissini yaşamak ve zihinlerini dinginleştirmek için çeşitli yöntemler üretmişlerdir. Her ülke veya medeniyet kendi kültürel ve coğrafi koşullarına uygun olarak yöntemler geliştirmiştir.

Sufi meditasyon anadolu coğrafyasında geliştirilen derin düşünme, odaklanma ve zihni sakinleştirme tekniklerini içermektedir.

Neden Hayır Diyemiyorsun? | Kalbin Temizse Hikayen Mutlu Biter

Her hayır hayırlıdır… Başkası üzülmesin, kırılmasın, alınmasın, sorun çıkmasın, dert açmasın, üzerime gelmesin diye söylemek zorunda hissettiğin her ”evet” kelimesi kendine ”hayır” anlamına geliyor. Başkalarına evet derken çoğunlukla kendimize hayır diyoruz. Başkasını onaylamak zorunda kaldığında kendini reddetmiş olursun. Bunu her her zaman hatırlayalım.

Kimseye körü körüne bağlanma! Nasıl?

Can Yücel’in şiirini sizler için seslendirdim. ‘Bağlanmayacaksın bir şeye öyle körü körüne. O olmazsa yaşayamam demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yokki. Çok sahiplenmeyeceksin bir şeyleri. Çok sahiplenmeyince çok ait de olmazsın. Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Çünkü hiç bir şeyin olmazsa kaybetmekten de korkmazsın.’

Bir insanı nasıl tanırsınız? | Kalbin Temizse Hikayen Mutlu Biter

Bir insanı nasıl tanıyabileceğinizi biliyor musunuz?
Bir insanı tanıyabilmek için;
Ne okuduğuna bakın.
Ne seyrettiğine bakın.
Duvarlarına ne astığına,
Raflarına ne koyduğuna,
Nasıl konuştuğuna,
Nasıl dinlediğine bakın.
Yapmanız gereken tek şey bakmaktır.
Bunlar size onun ruhunun nerede olduğu ve neyle beslendiği konusunda her şeyi bildirir.

Aşık Veysel | Uzun İnce Bir Yoldayım

Daha çok dostlarıma çaldığım piyanomu siz dostlarımla da paylaşmak istedim. Bazen duygularımı sadece müzikle ifade edebiliyorum, kelimeler yetmiyor. Aşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece.” türküsünü bende hissettirdiği duygularla çaldım. Kalpten kalbe bir yol varmış, umarım size ulaşır…. Sevgilerle.

Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum, ne haldeyim?
Gidiyorum gündüz gece

Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim?
Gidiyorum, gündüz gece
Gündüz gece
Gündüz gece
Gündüz gece

Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gediyorum gündüz gece
Gündüz gece
Gündüz gece
Gündüz gece

Farkında olmalı insan (mutluluk için)

Farkında olmalı insan
Farkında olmalı insan…
Kendisinin, hayatın olayların, gidişatın farkında olmalı.
Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen…
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.
Henüz bebekken ‘dünya benim!’ dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu, ölürken de aynı avuçların ‘her şeyi bırakıp gidiyorum İşte!’ dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.
Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.
Azraillin her an sürpriz yapabileceğini, Nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan
Ve ölmeden evvel ölebilmeli.
Hayvanların yolda kaldırımda çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini fark etmeli.
Eşref-i mahlukat (yaratılmışların en güzeli) olduğunu
Fark etmeli.
Ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü.
Fark etmeli.
Eşine ‘seni çok seviyorum!’ demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü Fark etmeli.
Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini, ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli. Zenginliğin ve bereketin, sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.
Fark etmeli.
Ömür dediğin üç gündür,
Dün geldi geçti yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür.

Can Yücel’in Farkında Olmalı İnsan Şiiri’ni sizlerle paylaşmak istedim.

Lonely Woman

Living in society which women have been locked down in was painful for me. Let me put it in this way, there are some women among us suffering from loneliness in their lives.

The women whose only life goal is being with a man cannot be a good sample for other women. Lonely woman is not a woman who is unwanted, unselected, unloved and is not cleaver or doesn’t know how to be a female. Doesn’t know how to cook Dolma (a kind of Turkish’s food), doesn’t know how to wash the clothes, or not able to do anything. A lonely woman is the one who hasn’t accepted, the cruelty indicted on her. Who hasn’t achieved her self-confidence from a man’s love.

She doesn’t need anyone’s credit card for buying Gucci shoes which she really liked. She has fallen in love, not because someone asked her. Not for society pressure or the people around. She has fallen in love,  only and only for the fiery heart of she doesn’t get dependent on the first devaluated person she meets just because it’s getting late to have a baby. And when she finds out the person is devaluated she would ignore herself her pride and her personality by saying: ‘’Oh, no one worth it.’’ A lonely woman has made a choice, she confronts the social violence and wins by loving herself. She loves the life as much as she loves herself, stands on her feet. The lonely woman has understood, she isn’t that much alone while she’s taking time for herself and the others around also doing the things she enjoys. She loves herself and raises the sails of her heart up for the greatest and the truest love. She doesn’t need anyone’s confirmation after she confirmed herself. She has gained experience, made mistakes but hasn’t given up yet and it continues. She has learnt that staying in a relationship and keeps in on at any cost would not be success. She prefers to lose others instead of losing herself! One day a lone woman wrote a book instead of cooking Dolma and with this haven’t leave other women alone. Once she’ll cook Dolma too and she’ll enjoy it even when she’s eating it alone as much as she enjoys eating it with her husband or her child or her friend. When the lonely woman looks at herself in the mirror or puts her head on pillow, when she laughs or cries with Sezen Aksu’s song, when she looks at the past and the future if her heart was in peace, she hasn’t been alone indeed.

The strangers pass, you will remain for yourself if you are not enough for yourself, you will be only like happy photos on instagram (not more)

Nothing is accidental!

Nothing is accidental! I believe in that. Those who we face to in our life, (whoever they are) are the right people.

No one enters your life accidentally. There’s a reason that anyone enters our lives or is around us. They take us somewhere or they teach us something. Every day is a new beginning. You should start from the scratch.

Every moment that you start is a valuable moment. It’s neither late nor early if you want to change your life. It’s not late to change everything. Our age, our situation never matters. It’s just enough to move ahead with this intent. Mevlana : when you step forward, the path will be shown up. I do repeat, there are no accidental meetings in life. Those we meet, will take us somewhere or they will teach us something.