Sen yola çık, yol sana görünür!

Kalbin temizse hikayen mutlu biter!

Arşivler (page 34 of 40)

Gülümsemesini Bilmeyen Dükkan Açmasın

Bir Çin atasözü der ki: Gülmesini bilmeyen, dükkan açmasın.”


Herkes, komşu olan biri balcı ile, diğeri turşucu olan iki dükkan sahibinin hikayesini bilir.
Balcı da çeşit çeşit ballar var ama müşterisi yok. Turşucu ise basit bir turşu satar ama müşteriye zor yetişir.

Balcı bu işe şaşar ve bilge bir adama gider, durumunu anlatır. Adam gerçekten bilgedir ve der ki: Sen dükkanında bal satıyorsun ama yüzün sirke satıyor. Komşun turşu satıyor ama yüzü bal satıyor.

Amacımızı elde edememek, bazen asıl gerçek amaçlarımızı elde etmek anlamına gelebilir

“Amacımızı elde edememek, bazen asıl gerçek amaçlarımızı elde etmek anlamına gelebilir” Anthony Robbins

Yukarıdaki söz Anthony Robbins’in çok güzel sözlerinden biridir. Bu sözle bağlantılı küçük bir hikaye paylaşmak istedim sizinle…

Bir zamanlar fakir bir Yunanlı, bir bankada kapıcı olarak işe başvurmuştu. İnsan kaynakları yöneticisi, biraz da aşağılayarak “Yazmayı biliyor musun?” diye sordu.

Yoksul Yunanlı, “Sadece ismimi” diye yanıt verince, işe kabul edilmedi.

Aradan yıllar geçti ve Wall Street’te düzenlen bir basın toplantısında, ünlü Yunanlı işadamına şu soru soruldu: “Anılarınızı yazmayı düşünüyor musunuz?”

Yunanlı işadımı, “Ben yazamam” karşılığını verince, gazeteciler şaşırdı. Ancak Yunanlı işadamı devam etti: “Eğer yazabilseydim, şimdi kapıcı olacaktım.”

– Bu hikaye Hilton Otellerinin kurucusu Condrad Hilton’un 1964 basımlı “Be My Guest” ( Konuğum Ol) adlı kitabından alınmıştır. Capital Haziran sayısı syf: 60’ta bu kitapla ilgili daha fazla bilgi bulabilirsiniz.-

Saat Reklamlarındaki Gizli Mesaj

Hiç düşündünüz mü, bütün saat reklamlarında saat neden 10’u 10 geçiyor? Ya da aslında şunu sormalıydım, bütün saat reklamlarında saatin hep 10’u 10 geçtiğini farkettiniz mi? Ben dahil bu yazıyı okuyan %90’lık çoğunluk bunu muhtemelen farketmemiştir.

Benim de farketmemi, Türkiye’nin değerli eğitmenlerinden biri olan Ahmet Şerif İzgören sağladı. Fakat ben,  geçen gün onun farkettiğinden biraz daha farklı bir şey keşfettim. İstanbul’dan feribotla Bursa’ya dönerken Kapital dergisinin haziran sayısını satın aldım ve sayfalar arasında gezerken en az 10 tane saat reklamı gördüm ve hepsi de 10’u 10 geçiyordu, hatta üşenmedim bir çoğunu yazıcıdan sizin için tarattım ve aşağıya ekledim.

Benim farkettiğim farklı şey ise 10’u 10 geçenin başka anlama geldiğiydi. Mesela size bir soru sorayım, tuttuğunuz futbol takımı kazandığında sevincinizi kollarınızla nasıl belli edersiniz?

Bir dağın zirvesine çıktığınızda, zafer için kollarınızla ne yaparsınız?

Sizin için zor bir şeyi başardığınızda “Başardııımm!” diye bağırırken kollarınızla ne yaparsınız?

Peki bu saatte neye denk gelir?

İşte bir kaç sevinç örneği…

Devam

Bugün Tam da İstediğim Gibi Bir Gün

Bir gazeteci 102 yaşında olan bir adamla ropörtaj yapmaya gitmiş.

Haliyle ona bu yaşına kadar nasıl geldiğini, ne tür bir beslenme uyguladığını ve spor yapıp yapmadığını sormuş, uzun ve sağlıklı bir yaşam için ip uçları vermesini istemiş.

Yaşlı ve dinç adam gazeteciye, ben herhangi bir beslenme programı uygulamam ya da çok özel bir egzersiz programım falan yok demiş.

Gazeteci çok şaşırmış, yaşlı adam sözlerine devam etmiş, “Sadece kendimi bildim bileli tek bir şey yaptımtım ve asla yapmaktan vazgeçmedim.

Her sabah çok erken kalkarım, odamın perdelerini sonuna kadar açar ve o gün ister çok yağmurlu, çamurlu, gökgürültülü olsun, ister karlı, ister güneşli ya da sisli, kasvetli bir gün olsun…

Gökyüzüne uzun uzun bakar ve ‘Bugün tam benim istediğim gibi bir gün…Bu gün benim için muhteşem geçecek,’ derim.

Şanslı mısınız? Değil misiniz?

Eğer bu sabah hastalıklı değil de sağlıklı uyandıysanız,
haftayı bitiremeyecek bir milyon insandan daha çok kutsanmışsınız demektir.

Eğer buzdolabınızda yiyecek, sırtınızda giysiler, başınızın üzerinde bir çatı ve uyuyabileceğiniz bir yeriniz varsa, bu dünyada yaşayan insanların %75’inden çok daha zenginsiniz demektir.

Eğer bankada ya da cüzdanınızda paranız varsa, dünyanın en varlıklı %8’i arasındasınız.

Eğer başınızı, yüzünüzde bir gülümseme ile dik tutabiliyorsanız ve gerçekten minnettarsanız, mutlusunuz demektir, çünkü çoğunluk bunu yapabilecekken sadece pek azı gerçekleştirmektedir.

“Yazarı bilinmiyor”

Sadece 8 Dakika Egzersizle Harika Karın Kasları

Karın kaslarımızın ortaya çıkması vücudumuzdaki yağ oranı ile çok bağlantılı.

%15 yağ oranının altına indikçe karın kasları zaten belirgin olmaya başlıyor ama siz yine de karın kaslarınız şekillendirmek istiyorsanız aşağıdaki uygulamadan yardım alabilirsiniz.

Bir sağlık sorununuz varsa mutlaka ilk önce doktorunuza danışın.



Acıdan Korkma

Karşılaştığınız sıkıntıları, yolunuzu aydınlatan ilahi bir yardım olarak kabul ediniz. Bütün tabiat, deneyimini gerçekleştirmesi için insana yardım etmektedir.

Buğday tanesini una çevirmek için, taneyi değirmen taşlarının arasına koyarlar.

Sofraya ekmeğin gelmesi için hamur halinegelen un, kızgın fırından geçer. Binanın ayakta durması için, tuğlalar kendilerini feda ederler.

Güzellik ve estetik sunabilmek için, ham olan taş yontulmaya izin verir.

Gelişmeye yardımcı olmak için metaller yüksek fırına girip erimeye razı olurlar.

Karşı karşıya kaldığın zorluklar için lanet okuma!!!

Hayat okulunda acıdan korkma, hayatın gerçeklerini sükunetle kabul et. Görüntüye aldanma. Hayatın zorlukları karşısında, bencilliğini unutarak ruhundan gelen gücünü kullan.


Başaracaksın…

“F.C. Xavier”

“Zorluk ve Engeller, Fırsattır” Aimee Mullins

Sözlükler “engelli” kelimesine “işe yaramaz” ve “sakat” kelimelerini eş görseler de, yeri göğü oynatan koşucu Aimee Mullins bu kelimeyi yeniden tanımlıyor. Bu çağrışımlara meydan okuyarak, zorlukların–onun durumunda kaval kemikleri olmadan doğmanın– aslında insanın o özel potansiyeline kapı açtığını anlatıyor.

Videoyu Türkçe altyazılı izleyebilmek için View subtitles yazan yere tıklayın ve turkish?i seçin.

<!–copy and paste–><object width=”446″ height=”326″><param name=”movie” value=”http://video.ted.com/assets/player/swf/EmbedPlayer.swf”></param><param name=”allowFullScreen” value=”true” /><param name=”wmode” value=”transparent”></param><param name=”bgColor” value=”#ffffff”></param> <param name=”flashvars” value=”vu=http://video.ted.com/talks/dynamic/AimeeMullins_2009P-medium.flv&su=http://images.ted.com/images/ted/tedindex/embed-posters/AimeeMullins-2009P.embed_thumbnail.jpg&vw=432&vh=240&ap=0&ti=769&introDuration=16500&adDuration=4000&postAdDuration=2000&adKeys=talk=aimee_mullins_the_opportunity_of_adversity;year=2009;theme=unconventional_explanations;theme=new_on_ted_com;theme=master_storytellers;event=TEDMED+2009;&preAdTag=tconf.ted/embed;tile=1;sz=512×288;” /><embed src=”http://video.ted.com/assets/player/swf/EmbedPlayer.swf” pluginspace=”http://www.macromedia.com/go/getflashplayer” type=”application/x-shockwave-flash” wmode=”transparent” bgColor=”#ffffff” width=”446″ height=”326″ allowFullScreen=”true” flashvars=”vu=http://video.ted.com/talks/dynamic/AimeeMullins_2009P-medium.flv&su=http://images.ted.com/images/ted/tedindex/embed-posters/AimeeMullins-2009P.embed_thumbnail.jpg&vw=432&vh=240&ap=0&ti=769&introDuration=16500&adDuration=4000&postAdDuration=2000&adKeys=talk=aimee_mullins_the_opportunity_of_adversity;year=2009;theme=unconventional_explanations;theme=new_on_ted_com;theme=master_storytellers;event=TEDMED+2009;”></embed></object>

Kanseri Yenen ve Dünyanın En Büyük Bisikletçisi Olan Adam: Lance Armstrong

Sık sık hem kendime hem eğitim verdiğim veya sohbet ettiğim insanlara şunu hatırlatırım; ‘Hayatımızı ve geleceğimizi yaşadığımız kötü veya iyi olaylar değil, bizim o olaylara verdiğimiz anlamlar belirler.’ İşte bu sözü kanıtlayan öyle olağanüstü bir insan var ki onun hikayesini sizinle mutlaka paylaşmalıyım.

Adı Lance Armstrong. Amerikalı Bisiklet sporcusu.

1996 yılına kadar bisiklet sporunda bir çok başarı elde etti ama Tour de France’yi bırakın kazanmayı, tamamlayamadı bile, bu da ülkesinde bir hayalkırıklığı yarattı.

1993-95 yılları arasında Team Motorola ile yarışmaya devam eden Armstrong, 1996 yılında ülkesindeki en önemli bisiklet yarışı olan Tour dePont’u kazandı. Ancak Fransa Turu’nu tamamlayamadı ve ülkesindeki Atlanta Olimpiyatları’nda büyük hayal kırıklığı yaşadı.

2 Ekim 1996’da çok acı bir şey öğrendi.  Doktor onun testis kanseri olduğunu yaşama şansının %40 olduğunu söylemişti.

Lance Armstrong bunu öğrendikten sonra yıkılması, çökmesi gerekiyordu, en azından tedavi gördüğü yerdeki diğer insanların psikolojileri bu şekildeydi.

Fakat Armstrong bu olaya başka bir anlam verdi ve kanseri yenmek için inanılmaz bir azimle çalıştı. Ve aylar sonra kanseri tamamıyla yendi ve onun en büyük aşkı olan bisiklet sporuna geri döndü.

Çalıştı, kondisyonunu yükselti, en yüksek moral ve psikolojik seviyedeydi artık ve kendisini 1999 yılındaki Tour de France’ye hazırlıyordu.

Ve o gün geldi. Daha önce tamamlayamadığı Tour de France’yi 1. olarak bitirdi.

2000 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2001 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2002 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2003 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2004 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2005 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

Tour de France’yi en çok kazanan dünyanın en büyük bisikletçisi oldu.

Bir gün kendisine sorulan bir soruya şöyle cevap verdi;

“Kanser bana hayatımdaki en büyük hediyeydi.”

En başta yazdığım yazıyı tekrar hatırlatarak yazımı bitirmek istiyorum.

‘Hayatımızı ve geleceğimizi yaşadığımız kötü veya iyi olaylar değil, bizim o olaylara verdiğimiz anlamlar belirler.’