Sen yola çık, yol sana görünür!

Kalbin temizse hikayen mutlu biter!

Arşivler (page 28 of 40)

Başarının X Faktörü

Başarının X Faktörü

Success Magazine Amerika’nın en başarılı insanlarının hayatlarını inceleyen ve Amerika’nın kişisel gelişim alanında en etkili dergilerinden birisi. Darren Hardy ise Success Magazin’in yayıncısı…

‘Siz kendi evreninizin ortasındasınız, dünyanın geri kalanı sizin etkilerinize tepki verir. (Para, kariyer, ilişkiler vs.) Nereye bakarsanız bakın, merkezde olacaksınız.’ diyor Darren Hardy, şimdi sizi aşağıdaki konuşma ile başbaşa bırakıyorum.

Reddedilenler

Micheal Jordan’ın lisede basketbol takımından atıldığını biliyor muydunuz?

Dünyanın en güzel yerlerinden biri olan Disneyland’ın kurucusu Walt Disney’in yaratıcı olmadığı için çalıştığını gazeteden kovulduğunu biliyor muydunuz?

Daha fazlası videoda…

Gerçek olan başkalarının sizin için söyledikleri değil, sizin kendinize olan inancınızdır.

Ruh Molekülü Nedir?

Spirit (Ruh) Molekül dimethyltryptamine (DMT), inceleyen, insan ve bitki ve hayvan türlerinin çok sayıda var olan bir endojen psikoaktif bileşik.

Mitch Schultz 2010 yılında bu konuyla ilgili 75 dakikalık bir belgesel yaptı, bu konuyu merak edenler veya daha fazlasını öğrenmek isteyenler için aşağıdaki videoları ekledim.

Belgeselin resmi sitesi: http://thespiritmolecule.com/

Not: Ruh Molekülü Türkçe altyazılı video youtube’dan kaldırıldığından bizim sitemizden de kaldırılmış oldu.

 

Bilinçaltı Nasıl Temizlenir?

Bu yazı, genel bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir sağlık tavsiyesi, teşhis veya tedavi önerisi olarak kabul edilmemelidir. Sunulan bilgiler, profesyonel tıbbi tavsiye, tanı veya tedavi yerine geçmez. Herhangi bir sağlık sorunu ya da durumuyla ilgili endişeleriniz varsa, lütfen bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçiniz. Bu yazının içeriği, sadece eğitim amaçlı olup, herhangi bir kişisel sağlık durumunuza veya özel ihtiyaçlarınıza yönelik değildir. Bu yazı, teşhir amaçlı değildir ve kişisel durumlarla ilgili herhangi bir tanı içermez.

Bilinçaltı nasıl temizlenir?
S. Freud bilinçaltı kavramını ortaya attığından beridir bir çok teori türedi. Bilinçaltı kayıtları derken ise genel olarak kastedilen şey bilinçli olarak hatırlayamadığımız, (bazen de hatırladığımız) farkında olmadığımız ama bizim hayatımızı etkileyen kayıtlardır.

En çok aldığım maillerden biri, ‘Bilinçaltımı nasıl temizlerim?’ sorusu. İnsanın aklına bir elektrik süpürgesi ile sanki bütün toz, kirin temizlenmesi ve böylelikle rahatsızlık veren tüm sıkıntılardan kurtulmak geliyor. Maalesef bilinçaltını temizlemek evimizi temizlemek gibi değildir. Çünkü zihnimizde duygular çok karmakarışık bağlantılar oluşturur. Örneğin küçükken yaşadığınız bir dayak yeme olayı, hem sizde otoriteye karşı bir ürkeklik, korku oluşturabilir fakat bunun yanında o olaydan ötürü başka konularda çok güçlü bir kişilik geliştirmenize de yol açabilir. Bu yüzden yaşadığınız rahatsızlık veren olayın hafızanızdan silinmesi sadece acıyı değil, kişiliğinizi de yok edebilir. Ayrıca silme diye bir durum da yok. Jim Carry ile Kate Winslet’ın oynadığı ‘Sil Baştan’ filmi aşk acısını hafızasından sildirmeye çalışan iki kişinin hikayesini ve daha sonra nelerle karşılaştıklarını anlatıyor. Film boyunca silme denilen olayın aslında gerçekten olmadığını görüyoruz. Hatta filmin sloganı şu; ‘Onu aklından çıkardın, peki ya kalbinden?’

Ben hep derim ki, ‘Geleceğimizi yaşadığımız olaylar değil, o olaylara verdiğimiz anlamlar şekillendirir.’ Bu yüzden geçmişte yaşadığımız kötü anıları silemeyiz ama onların anlamlarını değiştirebiliriz.

Peki Geçmişte Bizi Rahatsız Eden Bir Olayı Nasıl Değiştirebiliriz?

 1) Yüzleşme: Bir olayla ne kadar fazla karşılaşırsanız, duygusal yoğunluğu o kadar azalacaktır. Sözgelimi denize hayran biri deniz kenarına taşındıktan 1-2 ay sonra artık deniz ona sıradan gelmeye başlayacaktır.. Ya da yüksek sesli bir yerde uzun bir süre kalırsanız o ses artık sizi rahatsız etmeyecektir, sıradanlaşacaktır. (Psikolojide buna hedonik adaptasyon denir.)

Köpekten korkan insanları ‘kendi kontrölüm’ altında köpeklerin yanına sokarım ve bir süre sonra köpeklerle ilgili korkuları duyarsızlaşır ve tamamen yok olur.

Hayattaki korkularımızla yüzleştiğimizde onların aslında korkulacak bir şey olmadıklarını çoğu zaman keşfetmişizdir.

2) Güçlü Bir Kimlikle Anlam Değiştirme: Güçlü Bir Kimlik metodu ile geçmişe dönüp o olayla yüzleşebilirsiniz. İlk önce hayran olduğunuz güçlü bir kişiyi düşünün ya da bir hayvanı… Şimdi onun tüm özelliklerini alıp, hatta o olup sizi rahatsız eden o anıya gidin. Tam o anının içine girdiğinizde şu soruyu sorun: Bu olay …… (kendi isminiz) ne öğretti? (Fakat bu soruyu rol modeliniz veya seçtiğiniz güçlü bir hayvan olarak soracaksınız.)

Bu yöntem yüzleşmeye korktuğunuz bir anınızın karşısına güçlü bir kimlikle çıkmayı sağlar. Bir aslanda korktuğunuzu varsayalaım ama Yeşil Dev (Hulk) olsaydınız muhtemelen korkmazdınız :)

Güçlü bir kimlikle anlam değiştirme güçlü bir şekilde olaylarla yüzleşmenizi sağlamaktadır.

3) Resimlerin Boyutları ve Seslerini Değiştirme: Zihnimizdeki tüm kayıtlar beş duyumuzdan gelen verilerle oluşur. (Resim,ses,koku,tat,dokunma)

Geçmişe ait tüm yaşanan olaylar beynimizde bir film dosyası şeklinde depolanıyor. Bazıları HD kalitesinde depolanırken bazılarının görüntü kalitesi çok bozuk oluyor. Bazılarının sesleri 5+1?ken bazılarının sesleri çok bozuk çıkıyor. Bazı görüntüler 100 ekranken bazıları 37 ekran olarak kaydediliyor. (Koku ve tatları şimdilik katmıyorum)

dev_ekran

Genellikle bir fobi (yoğun duygusal olay) oluşurken, beynimiz yaşanan olayı ve beraberinde  yoğun duyguları o kadar net bir şekilde kaydediyor ki, adeta 200 ekran, HD kalite 5+1 ses sistemi gibi ve ne zaman o fobi ile ilgili bir uyaran görse (mesela örümcek, yılan vs.) yaşadığı olay hemen tüm canlılığı ile gözünün önüne geliyor ve aynı korkuyu yaşıyor.

ses_sistemi

10 senedir, dar kapalı alanlara karşı fobisi olan bir arkadaşımla çalışıp bu fobisini tam 5 dk.?da yok etmesini sağladım. Üstüne bir yorgan attığınızda daha 1. saniyesinde çığlık atıp bağırıyordu.

kapali_alan_fobisi

İlk önce onunla görüntüsü hakkında konuştum, tabii ki bu gördüğü görüntü aynen yukarıda bahsettiğim gibi çok canlı bir görüntüydü. İlk önce korkma anını bir film gibi izledik ve ona bazı komik detaylar koyduk. Böylece absürd bir komedi gibi olacaktı. (Korkunç Bir Film serisi gibi) Filme o kadar çok saçma sapan ayrıntı koydum ki gülmeye başladı. Sonra görüntüyü 100 ekrandan 37 ekrana indirdim, sesleri de bulanıklaştırdım. Ve bir kaç düzenleme daha yaptıktan sonra, aynı şeyi bir kaç defa daha yaptırdım.

Şimdi deneme zamanı gelmişti. Yorgan ve pike gibi şeyi tekrar üstüne atacak 20 saniye tutacaktım. Yorganı üstüne attım, atar atmaz kahkahalarla gülmeye başladı. ?Yahu senin korkman gerekiyor, niye gülüyorsun? dedikçe daha fazla gülmeye başladı, hatta gözlerinden yaşlar geldi. Dedim ister gül ister gülme 20 saniye tutacağım bunu :) 20 saniye tuttum ve hiç bir korku hissetmeden, çok rahatlamış bir şekilde kalktı.

Not: Organizmanın hayatta kal komutuna giren ve duygusal yoğunlukla tekrarlanmış olaylarda bu teknik işe yaramayabilir. Bir Psikiyatr’a danışmanız tavsiye edilir.

Aynı zamanda kişi bundan ikincil bir kazanç sağlıyorsa doğal olarak bunu yapmak istemeyecek, yapmak istese bile zihninde canlandıramayacaktır.

Evrene Yolculuk Belgeseli

Yönetmenliğini Semra Sander’in yaptığı, TRT televizyonlarında gösterime girecen uzay, dünya, ay, gezegenler, güneş sistemi, zaman, kara delikler gibi konuların işlendiği Evrene Yolculuk Belgeseline ait videolar.

 
[video_left][video_frame]
[iframe url=”http://www.youtube.com/embed/NIHBAcuxYpM?rel=0″ width=”572″ height=”312″ scrolling=”no” frameborder=”0″ marginheight=”0″]
[/video_frame]
[/video_left]

[video_left][video_frame]
[iframe url=”http://www.youtube.com/embed/q3ZCZ5BdNfc?rel=0″ width=”572″ height=”312″ scrolling=”no” frameborder=”0″ marginheight=”0″]
[/video_frame]
[/video_left]

[video_left][video_frame]
[iframe url=”http://www.youtube.com/embed/1IeY5CP3lDo?rel=0″ width=”572″ height=”312″ scrolling=”no” frameborder=”0″ marginheight=”0″]
[/video_frame]
[/video_left]

Soruyorum

 

Neden buradayız ve nereye gidiyoruz?

İnsanlığın gerçek doğası uzay ve zamanla mı çevrili?

Yoksa yanılsamaları gerçeklik olarak kabul etmekten vazgeçersek ne olur?

Sınırlarınızı zorlayacak kadar cesur musunuz?

 

Şimdi aşağıdaki bilgileri okuyun ve sonra yukarıdaki sorulara tekrar göz atın;

Evrende 100 milyar galaksi olduğu sanılıyor. (Bu tespit gelen ışıklar ve bize karmakarışık gelen astronomi ve matematik hesaplamaları ile ölçülüyor)

Şimdi 100 milyar galaksi ne demek onu bir kavrayalım; Dünya nüfusunun şimdikinden 14 kat daha büyük olduğunu düşünün, işte her insan o zaman bir galaksiyi temsil eder.

Şimdi gelelim uzaklıklara….

100 milyar galaksiden sadece bir tane galaksi olan Samanyolu galaksisini ele alalım, yani bizim galaksimizi…

Yapılan tespitlere göre, biz sadece kendi galaksimizin merkezine gitmek istesek ve bir uzay gemisine binsek ve bu uzay gemisi ışık hızı ile gitse 26.000 ışık yılı sonra sadece kendi galaksimizin merkezinde oluyoruz.

Desek ki, ya bu galaksiden sıkıldık, başka bir galaksiye gidelim, o zaman bize en yakın galaksi olan Andromeda’ya gitmemiz gerekir ki, onun uzaklığı ise 2.2 milyon ışık yılı uzaklıkta…

Yani biz ilk önce ışık hızı ile giden bir araç yapacağız, sonra 2.2 milyon ışık yılı gideceğiz, anca en yakın galaksiye varıyoruz.

Peki ışık yılı, ışık hızı kaç km’ye karşılık geliyor?

Alkışlama işlemini yaparken bir el çırpışımız bir saniye kadardır.
İşte bir kez el çırptığımız anda ışık, dünyamızı 7 kez dolaşmış olacaktır.

Yani bu hızda olmasına rağmen anca o kadar gidebiliyoruz.

Bir yazımda Sorunlarınız Ne Kadar Büyük diye bir video paylaşmıştım, buraya da ekliyorum.

Neden buradayız ve nereye gidiyoruz?

İnsanlığın gerçek doğası uzay ve zamanla mı çevrili?

Yoksa yanılsamaları gerçeklik olarak kabul etmekten vazgeçersek ne olur?

Sınırlarınızı zorlayacak kadar cesur musunuz?

 

Renkler Sadece Zihnimizde mi Oluşur?

Renkler beynimizde oluşur,

sadece renkler değil, sesler de, dokunma hissi de, koklama da vs.

Organlarımız elektrik sinyallerini sadece beynimize aktarmaktadır.

Bu yüzdendir ki kişi geçmişindeki kötü bir olayı şimdi yaşıyormuş gibi hissedip hayatını zehredebilir,

Ya da harika bir anıyı çağırıp, o duyguları tekrar yaşayabilir.

Kötü bir anının çağrılması tepkisel zihnin otomatik bir hareketidir ve bu öğrettiğimiz 5 Boyutlu Filmin Değiştirilmesi tekniği ile değiştirilebilir.

Ya da bir anıyı çağırmak için, anı çağırma tekniğinde ustalaşmanız gerekir.

Neyse bunları bir kenara bırakalım ve renklerin nasıl beynimizde oluştuğunu bizzat deneyebileceğiniz bir test yapalım, video aşağıda…

Suyun Hafızasının Olduğunu Biliyor muydunuz?

Hayatımızın başında; daha cenin iken vücudumuzun %99’u sudan oluşur.Bu bebek dünyaya geldiği gün vücudunun yüzde 80’i sudan oluşur. Beş hafta sonra bu oran yüzde 70’e iner. Yaşlandıkça bu oranda değişmeler olur.

Çok ilginçtir ki, dünyamızında %70’i sudan oluşmaktadır.

Aşağıda izleyeceğiniz video su üzerine yapılan yeni araştırmalardan biridir ve böylece Suyun hafızası olduğunu kanıtlanmıştır.

Bu en temel düzeyde bize okuduğumuz, öğrendiğimiz, duyduğumuz, gördüğümüz her şeyin vücudumuza kaydolduğu ve vücudumuza etki ettiğini kanıtlar.

Doktorların bile hastalarına sürekli morallerini yüksek tutmaları, sevdiği şeyleri yapmalarını telkin etmelerinin altında, aslında yaptığımız, gördüğümüz, duyduğumuz vs. herşeyin hücresel bazda kayıt yaptığı ve/veya kayıtları tamamen etkilediğini tespit etmelerindendir. Kanseri yenmiş insanların -özellikle ünlülerin- çoğu kanseri nasıl yendikleri üzerine kitap yazmışlardır. Ve hepsinde olan ortak özellik, hayatlarını değiştirmeleri, olumsuz insanlar ve yerlerden uzaklaşıp, sevdiği şeyleri yapmaları ve pozitif bir ruh haline bürünmeleri olarak açıklanabilir ve zaten kendileri de bu şekilde açıklamışlardır.

Özellikle seminerlerime katılan insanlar, öğrettiğim uygulamalarla hemen, daha seminer bitmeden bunun etki gücünü %95 oranında görüp uygulayabiliyorlar ve ben de bunu istiyorum.

Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan The Guitar filmi yukarıdaki yazdığım yazıların doğruluğunu  kanıtlar niteliktedir ve izlemenizi tavsiye ederim. Filmde Melanie (Melody diyor kendisine) adlı bir kadın gırtlak kanseri olduğunu ve 2 ay ömrü kaldığını öğreniyor ve film tam olarak burada başlıyor, gerisini anlatmıyorum :)

Şimdi aşağıdaki suyla ilgili videoyu izleyelim.

 

 

 

İnsanlar Sizi Yıkmak İstediğinde…

İnsanlar sizi yıkmak istediğinde veya eleştirdiğinde üzülmeyin. Herkesi memnun edememeniz gayet normaldir. Bazı insanlar normalde de olumsuz oldukları için olumsuz yanıt vereceklerdir.

Bu tipler başkalarını küçük düşürerek kendilerinin büyüdüğünü zanneder. Bırakın onların eleştirileri de sizi büyütsün.

Bir adam şöyle demişti; Benim hakkımda ne konuştuğunuz önemli değil, sadece ismimi doğru söyleyin yeter.

Ayrıca Bill Cosby’nin şu sözünü unutmayın: ‘Başarının anahtarını bilmiyorum ama başarısızlığın anahtarı herkesi mutlu etmeye çalışmaktır.’

Aşağıdaki videoda da göreceğiniz bir sözle bitiriyorum;

Bazı insanlar o kadar olumsuzdur ki, bir defa evet demek için bin defa hayır derler.

 

Bir Seminer Hikayem

Artık gittiğim yerleri ‘Gezi Notları’
adı altında sizlerle paylaşacağım.

Uşak’ta harika 3 gün geçirdim ve bu 3
günü sizin için kısaca özetledim.

Resme tıklayarak resim ve yazıları görebilirsiniz.

Bursa Gezisi

Şirketimin merkezi Bursa’da olduğu için hem bazı evrak işleri hem de birkaç görüşme için Bursa’ya gittim.

İşlerimi hallettikten sonra ailemle Uludağ’a çay içmeye gittik ve o güzellikleri, yeşil Bursa’yı tekrar keşffettim. Yeşil Bursa’nın yeşilliği bitti diyorlar ama İstanbul’dan Bursa’ya gittiğinizde size bayağı yeşil geliyor :)

Bir de şunu daha iyi anladım, insan kendi şehrinin güzelliklerini farkedemiyor, çünkü bir süre sonra ona sıradan gelmeye başlıyor. Bursa’da yaşayıp Uludağ’a çıkmayan çok insan var. Benim en sevdiğim şeylerden birisi ormanda yürüyüş yapıp ateş yakmak, ateş yakmak bana çok dinlendirici ve meditatif geliyor.

Dönüşte Somuncu Baba’nın evinin olduğu yere uğradık. Tam bir bir tevazu ve alçakgönüllülük örneği… 4 tane kapısı var, giriş kapısı, ekmek yaptığı fırınının kapısı, ibadet ettiği yerin kapısı ve kapalı olan bir kapı daha… Bu kapılar sırasıyla küçülüyor, öyle ki ibadet ettiği odaya bayağı eğilerek girebiliyorsunuz. Aynı zamanda çilehanesi var, bir insanın çok zor girebileceği bir yer, nerdeyse jimnastikçi olmak gerekiyor… ama o oraya girip saatlerce tefekkür yaparmış… Bir gün Bursa’ya yolunuz düşerse görmenizi tavsiye ederim.

Son olarak bir çay bahçesinde çay içtik, orada farklı bir köpekle karşılaştım, Kafkas Kangalıymış meğer. Aynı zamanda köpekler üzerine eğitimim olduğu için onunla biraz uğraştım, ilk önce dominant davrandı ama tabii ki sonunda kazanan ben oldum, eee o kadar teknik biliyoruz, bari uygulayalım değil mi? :)